Covid-19 ile ilgili

2011 yılında bulunduğum Kuzey Irak'ta elektrikler Türküye 'den geliyor ve her mahallenin kendi özel jenarotörü var..

Türkiye' den elektrik 8 saat veriliyor geride kalan saatlerde ise jenarotör devriye giriyor.

Bir gün Ünüversite gençleri eylem yapma kararı alıyor ve sokaklara dökülüyor, polis ve asker anında müdahale ediyor..

Şimdi hani deniliyor ya işkenceye son diye.

Öğrencilerin eyleminden sonra polis ve asker jop, berber gazı kullanmıyor direk mermi sıkıyor ve 14 öğrenci hayatını kayıp ediyor.

Sonrasında çocuklarını kayıp eden aileler ile polisler karşı karşıya geliyor ve 22 kişi ikinci günde hayatını kayıp ediyor...

 Şehir Kapılarını Kapatın.

Öğrencilerin eylemlerin arkasında kim veya kimler vardı bilinmez ama olan 36 kişinin hayatını kayıp etmesi ile son buluyor.

Şehrin kapıları kapanıyor, sokağa çıkma yasağı geliyor..

Sokağa çıkma yasağının ardından her sokak başında 2 polis, 2 asker tabi merak edip soruyorum, tercümanın yardımı ile anlaşa bildiğimiz polisler sokağa çıkma yasağı var sizde evinize girin yoksa olacaklar karşısında biz sorumlu değiliz denildi..

Kuzey Irak Süleymani Şehrinde Türklere karşı farklı bir sevgi var bunuda belirtmek isterim..

Tercüman aracılığı ile sorduk Süleymani 'de Bu kadar asker, polis varmı diye.

Askerler yok biz kamuda çalışıyoruz, kimi itfaiyeci, kimi otubüs şöförü ancak hepsi devlet memuru.

Covid-19 döneminde Sağlık Çalışanlarına büyük  yük düşmekte, ancak sağlık çalışanı kadar polis ve askerimize büyük yük düşmektedir..

Covid-19 döneminde bir çok vatandaş hes kodundan Bi haber sokaklarda geziyor, birçok vatandaş ailesinde Covid-19 olduğu halde bende birşey yok diye sokağa çıkıyor..

Peki ne yapılmalı gerekirse her sokak başına asker, polis dikilmeli aksi takdirde Covid-19 hız kesmeden artacak.

Nacizane görüşlerim dir......